Oral Alerji Sendromu (Polen-Besin Sendromu)

0
Oral Alerji Sendromu (Polen-Besin Sendromu)

Oral Alerji Sendromu olarak da bilinen Polen-Besin Sendromu (PBS), genellikle çiğ halde tüketilen meyve, sebze ve kuruyemiş gibi bitkisel gıdalara karşı gelişen bir aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Bu sendrom, genellikle ağız, dudak ve boğazda kaşıntı gibi hafif ve rahatsız edici belirtilerle kendini gösterir.

Polen-Besin Sendromu Kimleri Etkiler?

Polen-Besin Sendromu, yetişkin nüfusun yaklaşık %2’sini etkileyen oldukça yaygın bir durumdur ve genellikle ağaç, çimen veya yabani ot polenlerine karşı duyarlılıkla (hassasiyet) ilişkilidir. Bu sendrom, özellikle ilkbahar veya yaz aylarında saman nezlesi yaşayan kişilerde sıkça görülür. Ancak saman nezlesi belirtileri göstermeyen fakat ağaçlardan, çimenlerden veya yabani otlardan yayılan polenlere karşı duyarlılığı (testlerde pozitif çıkma) olan kişilerde de ortaya çıkabilir. Türkiye’de Polen-Besin Sendromu’nda en sık karşılaşılan tetikleyici huş ağacı polenidir.

Polen-Besin Sendromu Nasıl Gelişir?

Alerjiye yatkın bir bünyeniz varsa, soluduğunuz polenler nedeniyle bu alerjenlere karşı duyarlılık geliştirebilirsiniz. Bu durum, genellikle burun akıntısı, burun ve gözlerde kaşıntı gibi klasik saman nezlesi belirtileriyle ilişkilendirilir. Polen-Besin Sendromu’nda ise meyveler, sebzeler, kuruyemişler ve tahıllar gibi birçok bitkisel gıdanın protein yapısı, ağaç, çimen ve yabani ot polenlerinin yapısına çok benzer. Bu duruma çapraz reaktivite denir.

Bağışıklık sistemi, soluduğunuz polenler ile yediğiniz bitkisel gıdalardaki benzer protein yapılarını ayırt edemeyebilir. Polen-Besin Sendromu’nda bağışıklık sistemi, tükettiğiniz gıdanın proteinini bir alerjen olarak tanır ve alerjik bir tepki oluşturur.

Nadiren de olsa, doğal kauçuk lateks ile avokado, kestane, muz, mango, kavun, papaya, kivi ve domates gibi bazı meyveler arasında da bir çapraz reaksiyon meydana gelebilir. Bunun nedeni, lateksin protein yapısının bu meyvelerin polen yapısına çok benzemesidir. Ancak lateksin sağlık hizmetlerinde rutin olarak kullanılmaması nedeniyle bu tür gıda alerjileri artık nadir görülmektedir.

Oral Alerji Sendromu (Polen-Besin Sendromu)

Hangi Gıdalar Belirtilere Neden Olur?

Polen-Besin Sendromu genellikle taze meyve, çiğ sebze ve çiğ kuruyemiş tüketilmesiyle tetiklenir. Bazı insanlar yalnızca bir veya iki gıdadan etkilenirken, diğerleri çok çeşitli gıdalara karşı reaksiyon gösterebilir. En yaygın tetikleyici gıdalar arasında elma, şeftali, kivi, fındık ve badem bulunur. Ancak neredeyse her türlü meyve, sebze veya kuruyemiş reaksiyona neden olabilir.

Polen-Besin Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Polen-Besin Sendromu olan çoğu kişi, alerjik gıdayı yedikten sonra genellikle 5 ila 10 dakika içinde ortaya çıkan ve bir saat içinde genellikle tıbbi müdahaleye gerek kalmadan düzelen hafif belirtiler yaşar. Bu belirtiler şunları içerebilir:

  • Dudaklarda, dilde, ağız içinde, kulaklarda ve boğazda kaşıntı ve şişlik.

Ayrıca, meyve ve sebzeleri soyma veya doğrama gibi hazırlık işlemleri sırasında gıda parçacıklarının havaya karışmasıyla ciltte tahriş, hapşırma ve gözlerde tahriş fark edebilirsiniz. Bu durumu önlemek için gıdaları su altında soymak veya eldiven kullanmak reaksiyon riskini azaltabilir.

Nadiren de olsa, mide bulantısı, kusma ve çok ender olarak nefes almada zorluk gibi daha ciddi alerjik reaksiyonlar görülebilir. Lipid transfer protein (LTP) alerjisi veya fıstık, ağaç yemişleri ve kivi gibi belirli bitkisel gıdalara karşı birincil alerjiler gibi daha şiddetli semptomlara neden olabilen başka bitkisel gıda alerjileri de vardır. Bu tür alerjiler teşhis edilirse, bu gıdaları içeren tüm yiyeceklerden kaçınmanız önerilebilir.

Şiddetli reaksiyon riskini artırabilecek birkaç faktör bulunmaktadır:

  • Kuruyemişler, soya sütü, taze sıkılmış meyve suları ve smoothie’ler gibi alerjenin kısa sürede yüksek miktarda tüketilmesi.
  • Çok sayıda farklı bitkisel gıdaya karşı alerjinin olması.
  • Kontrolsüz veya reaktif astımınızın olması.
  • Bazen reaksiyonların yalnızca bitkisel gıdayı yedikten sonra egzersiz yapılması veya belirli ilaçların alınmasıyla ortaya çıkması.

Hangi gıdalara tepki verdiğinizden emin değilseniz, bir besin günlüğü tutmak ve endişelerinizi bir sağlık uzmanıyla paylaşmak faydalı olacaktır.

Polen-Besin Sendromu Nasıl Yönetilir?

En önemli yönetim şekli, reaksiyonlara neden olan gıdalardan kaçınmaktır. Ancak belirti göstermeyen gıdalardan kaçınmanıza gerek yoktur. Genellikle alerjenik gıdadan sadece çiğ haliyle kaçınmanız yeterlidir, çünkü pişirme işlemi alerjenleri bozar (denatüre eder). Gıdayı pişirilmiş, konserve edilmiş veya mikrodalgada ısıtılmış olarak deneyerek tolere edip edemediğinizi kontrol edebilirsiniz. Bazı insanlar farklı meyve veya sebze çeşitlerini tolere edebilir. Örneğin, bir elma türü belirtilere neden olsa bile başka bir türünü tolere edip edemediğinizi kontrol etmekte fayda vardır.

Çoğu insan pişmiş meyve ve sebzeleri iyi tolere eder. Ancak, hafif pişirilmiş sebzelerin (örneğin, sote edilmiş sebzeler) ve hem çiğ hem de pişmiş (kavrulmuş) kuruyemişlerin belirtilere neden olabildiği bilinmektedir.

Astım ve saman nezlesi gibi diğer alerjileriniz için doktorunuzun reçete ettiği ilaçları düzenli olarak kullanmaya devam etmeniz, Polen-Besin Sendromu belirtilerini kontrol altında tutmanıza yardımcı olacaktır. Nefes darlığı veya anafilaksi gibi şiddetli reaksiyonlar yaşadıysanız, doktorunuz adrenalin oto-enjektörleri reçete edebilir ve reaksiyona neden olan gıdalardan tamamen kaçınmanızı tavsiye edebilir.

Alerjik Reaksiyon Geçirirsem Ne Yapmalıyım?

Polen-Besin Sendromu reaksiyonlarının çoğu, ağız veya dudak kaşıntısı ya da şişmesi gibi hafiftir. Bu durumda, gıdayı yemeyi bırakmak ve biraz su içmek belirtileri azaltmak veya ortadan kaldırmak için yeterli olabilir. Karıncalanma, kaşıntı ve şişlik genellikle 30 dakika ile bir saat içinde tedavi olmaksızın düzelir. Ancak endişeleniyorsanız veya şiddetli belirtileriniz varsa, uyku yapmayan bir antihistaminik alabilirsiniz.

Eğer antihistaminik aldıktan sonra belirtilerinizin düzelmediğini hissederseniz, ek tedaviye ihtiyacınız olabilir ve tıbbi yardım almalısınız. Nefesinizi veya dolaşımınızı (baygınlığa neden olan) etkileyen bir gıda alerjisi reaksiyonunda sadece antihistaminiklere veya astım inhalerine güvenmeyin.

Polen-Besin Sendromu İçin Test Gerekli mi?

Genellikle doktorunuz, sadece belirtilerinizi dinleyerek ek bir teste gerek kalmadan Polen-Besin Sendromu teşhisi koyabilir. Ancak, teşhis net değilse doktorunuz kan testi veya imkân varsa deri prick testi önerebilir. Deri prick testinde, hazırlanan alerjen özütleri ile deriye küçük bir çizik atılır. Meyve ve sebze alerjenleri işlenirken bozulabildiğinden, test bazen hazır özüt yerine taze meyve veya sebzenin kendisiyle de yapılabilir. Alerjiniz varsa, testten birkaç dakika sonra kaşıntılı bir kabarcık oluşur.

Teşhisi doğrulamak için doktorunuz nadiren de olsa ‘komponent bazlı tanı’ adı verilen özel bir kan testi isteyebilir.

Polen-Besin Sendromunuz Olduğunu Düşünüyorsanız Ne Yapmalısınız?

Eğer Polen-Besin Sendromu’nu düşündüren belirtileriniz varsa, bir sağlık uzmanından tavsiye almanız önemlidir. Gerekirse sizi bir alerji uzmanına (immünolog) yönlendirecektir. Bu, doğru teşhisi almanızı ve uygun tedaviyi görmenizi sağlar. Bilimsel olmayan ve kanıtlanmamış testlerle gıda alerjisi teşhisi koyduğunu iddia eden “alternatif” yöntemlerden kaçınılmalıdır.

Çapraz Reaksiyon Tablosu

Aşağıdaki tablo, hangi polenlerin hangi gıdalarla çapraz reaksiyona girebileceğini göstermektedir.

PolenMeyveSebzelerTohumlar ve BaharatlarKuruyemiş
Ağaç poleni (genellikle huş ve kızılağaç)Elma, kayısı, kiraz, kişniş, kivi, nektarin, maydanoz, şeftali, armut, erik, çilekKereviz, fasulye filizi, havuç, sultani bezelye, yeşil biber, patates, soya, domates, yaban havucu, bezelyeFesleğen, kişniş, rezene, kekik, maydanoz, paprika, biber, kekikBadem, brezilya fıstığı, fındık, ceviz
Çimen poleniKivi, kavun, portakal, karpuz, hurmaPatates, pazı, domates, buğday, bezelyeYer fıstığı
Yabani ot poleni (genellikle pelin otu)Elma, kavun, portakal, şeftali, domates, karpuzKereviz, havuç, yeşil biber, soğanAyçiçeği tohumu, anason, kereviz tuzu, hardal, baharatlar, kişniş, rezene, maydanoz

Yasal Uyarı ve Sorumluluk Reddi: Bu blogda yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve yayınlandığı tarihteki mevcut bilimsel verilere dayanarak hazırlanmıştır. Söz konusu bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavi yerine geçmez. Sağlığınızla ilgili herhangi bir soru, endişe veya ihtiyaç durumunda, lütfen bir doktora ya da yetkin bir sağlık kuruluşuna başvurunuz. Bu blogda sunulan bilgilerin kullanımı tamamen okuyucunun sorumluluğundadır. Blog sahibi, yazarlar veya bağlı kuruluşlar, bu içeriklerin doğruluğu, güncelliği veya eksiksizliği konusunda herhangi bir garanti vermez ve bu bilgilerin kullanımından kaynaklanabilecek doğrudan veya dolaylı herhangi bir zarar veya kayıptan sorumlu tutulamaz. Sağlık durumunuza ilişkin kararlar almadan önce, mutlaka bir sağlık uzmanına danışmanız gerektiğini unutmayınız. Bu blog, tıbbi bir hizmet sunmamakta olup yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Oral Alerji Sendromu (Polen-Besin Sendromu)

0
Oral Alerji Sendromu (Polen-Besin Sendromu)

Oral Alerji Sendromu olarak da bilinen Polen-Besin Sendromu (PBS), genellikle çiğ halde tüketilen meyve, sebze ve kuruyemiş gibi bitkisel gıdalara karşı gelişen bir aşırı duyarlılık reaksiyonudur. Bu sendrom, genellikle ağız, dudak ve boğazda kaşıntı gibi hafif ve rahatsız edici belirtilerle kendini gösterir.

Polen-Besin Sendromu Kimleri Etkiler?

Polen-Besin Sendromu, yetişkin nüfusun yaklaşık %2’sini etkileyen oldukça yaygın bir durumdur ve genellikle ağaç, çimen veya yabani ot polenlerine karşı duyarlılıkla (hassasiyet) ilişkilidir. Bu sendrom, özellikle ilkbahar veya yaz aylarında saman nezlesi yaşayan kişilerde sıkça görülür. Ancak saman nezlesi belirtileri göstermeyen fakat ağaçlardan, çimenlerden veya yabani otlardan yayılan polenlere karşı duyarlılığı (testlerde pozitif çıkma) olan kişilerde de ortaya çıkabilir. Türkiye’de Polen-Besin Sendromu’nda en sık karşılaşılan tetikleyici huş ağacı polenidir.

Polen-Besin Sendromu Nasıl Gelişir?

Alerjiye yatkın bir bünyeniz varsa, soluduğunuz polenler nedeniyle bu alerjenlere karşı duyarlılık geliştirebilirsiniz. Bu durum, genellikle burun akıntısı, burun ve gözlerde kaşıntı gibi klasik saman nezlesi belirtileriyle ilişkilendirilir. Polen-Besin Sendromu’nda ise meyveler, sebzeler, kuruyemişler ve tahıllar gibi birçok bitkisel gıdanın protein yapısı, ağaç, çimen ve yabani ot polenlerinin yapısına çok benzer. Bu duruma çapraz reaktivite denir.

Bağışıklık sistemi, soluduğunuz polenler ile yediğiniz bitkisel gıdalardaki benzer protein yapılarını ayırt edemeyebilir. Polen-Besin Sendromu’nda bağışıklık sistemi, tükettiğiniz gıdanın proteinini bir alerjen olarak tanır ve alerjik bir tepki oluşturur.

Nadiren de olsa, doğal kauçuk lateks ile avokado, kestane, muz, mango, kavun, papaya, kivi ve domates gibi bazı meyveler arasında da bir çapraz reaksiyon meydana gelebilir. Bunun nedeni, lateksin protein yapısının bu meyvelerin polen yapısına çok benzemesidir. Ancak lateksin sağlık hizmetlerinde rutin olarak kullanılmaması nedeniyle bu tür gıda alerjileri artık nadir görülmektedir.

Oral Alerji Sendromu (Polen-Besin Sendromu)

Hangi Gıdalar Belirtilere Neden Olur?

Polen-Besin Sendromu genellikle taze meyve, çiğ sebze ve çiğ kuruyemiş tüketilmesiyle tetiklenir. Bazı insanlar yalnızca bir veya iki gıdadan etkilenirken, diğerleri çok çeşitli gıdalara karşı reaksiyon gösterebilir. En yaygın tetikleyici gıdalar arasında elma, şeftali, kivi, fındık ve badem bulunur. Ancak neredeyse her türlü meyve, sebze veya kuruyemiş reaksiyona neden olabilir.

Polen-Besin Sendromunun Belirtileri Nelerdir?

Polen-Besin Sendromu olan çoğu kişi, alerjik gıdayı yedikten sonra genellikle 5 ila 10 dakika içinde ortaya çıkan ve bir saat içinde genellikle tıbbi müdahaleye gerek kalmadan düzelen hafif belirtiler yaşar. Bu belirtiler şunları içerebilir:

  • Dudaklarda, dilde, ağız içinde, kulaklarda ve boğazda kaşıntı ve şişlik.

Ayrıca, meyve ve sebzeleri soyma veya doğrama gibi hazırlık işlemleri sırasında gıda parçacıklarının havaya karışmasıyla ciltte tahriş, hapşırma ve gözlerde tahriş fark edebilirsiniz. Bu durumu önlemek için gıdaları su altında soymak veya eldiven kullanmak reaksiyon riskini azaltabilir.

Nadiren de olsa, mide bulantısı, kusma ve çok ender olarak nefes almada zorluk gibi daha ciddi alerjik reaksiyonlar görülebilir. Lipid transfer protein (LTP) alerjisi veya fıstık, ağaç yemişleri ve kivi gibi belirli bitkisel gıdalara karşı birincil alerjiler gibi daha şiddetli semptomlara neden olabilen başka bitkisel gıda alerjileri de vardır. Bu tür alerjiler teşhis edilirse, bu gıdaları içeren tüm yiyeceklerden kaçınmanız önerilebilir.

Şiddetli reaksiyon riskini artırabilecek birkaç faktör bulunmaktadır:

  • Kuruyemişler, soya sütü, taze sıkılmış meyve suları ve smoothie’ler gibi alerjenin kısa sürede yüksek miktarda tüketilmesi.
  • Çok sayıda farklı bitkisel gıdaya karşı alerjinin olması.
  • Kontrolsüz veya reaktif astımınızın olması.
  • Bazen reaksiyonların yalnızca bitkisel gıdayı yedikten sonra egzersiz yapılması veya belirli ilaçların alınmasıyla ortaya çıkması.

Hangi gıdalara tepki verdiğinizden emin değilseniz, bir besin günlüğü tutmak ve endişelerinizi bir sağlık uzmanıyla paylaşmak faydalı olacaktır.

Polen-Besin Sendromu Nasıl Yönetilir?

En önemli yönetim şekli, reaksiyonlara neden olan gıdalardan kaçınmaktır. Ancak belirti göstermeyen gıdalardan kaçınmanıza gerek yoktur. Genellikle alerjenik gıdadan sadece çiğ haliyle kaçınmanız yeterlidir, çünkü pişirme işlemi alerjenleri bozar (denatüre eder). Gıdayı pişirilmiş, konserve edilmiş veya mikrodalgada ısıtılmış olarak deneyerek tolere edip edemediğinizi kontrol edebilirsiniz. Bazı insanlar farklı meyve veya sebze çeşitlerini tolere edebilir. Örneğin, bir elma türü belirtilere neden olsa bile başka bir türünü tolere edip edemediğinizi kontrol etmekte fayda vardır.

Çoğu insan pişmiş meyve ve sebzeleri iyi tolere eder. Ancak, hafif pişirilmiş sebzelerin (örneğin, sote edilmiş sebzeler) ve hem çiğ hem de pişmiş (kavrulmuş) kuruyemişlerin belirtilere neden olabildiği bilinmektedir.

Astım ve saman nezlesi gibi diğer alerjileriniz için doktorunuzun reçete ettiği ilaçları düzenli olarak kullanmaya devam etmeniz, Polen-Besin Sendromu belirtilerini kontrol altında tutmanıza yardımcı olacaktır. Nefes darlığı veya anafilaksi gibi şiddetli reaksiyonlar yaşadıysanız, doktorunuz adrenalin oto-enjektörleri reçete edebilir ve reaksiyona neden olan gıdalardan tamamen kaçınmanızı tavsiye edebilir.

Alerjik Reaksiyon Geçirirsem Ne Yapmalıyım?

Polen-Besin Sendromu reaksiyonlarının çoğu, ağız veya dudak kaşıntısı ya da şişmesi gibi hafiftir. Bu durumda, gıdayı yemeyi bırakmak ve biraz su içmek belirtileri azaltmak veya ortadan kaldırmak için yeterli olabilir. Karıncalanma, kaşıntı ve şişlik genellikle 30 dakika ile bir saat içinde tedavi olmaksızın düzelir. Ancak endişeleniyorsanız veya şiddetli belirtileriniz varsa, uyku yapmayan bir antihistaminik alabilirsiniz.

Eğer antihistaminik aldıktan sonra belirtilerinizin düzelmediğini hissederseniz, ek tedaviye ihtiyacınız olabilir ve tıbbi yardım almalısınız. Nefesinizi veya dolaşımınızı (baygınlığa neden olan) etkileyen bir gıda alerjisi reaksiyonunda sadece antihistaminiklere veya astım inhalerine güvenmeyin.

Polen-Besin Sendromu İçin Test Gerekli mi?

Genellikle doktorunuz, sadece belirtilerinizi dinleyerek ek bir teste gerek kalmadan Polen-Besin Sendromu teşhisi koyabilir. Ancak, teşhis net değilse doktorunuz kan testi veya imkân varsa deri prick testi önerebilir. Deri prick testinde, hazırlanan alerjen özütleri ile deriye küçük bir çizik atılır. Meyve ve sebze alerjenleri işlenirken bozulabildiğinden, test bazen hazır özüt yerine taze meyve veya sebzenin kendisiyle de yapılabilir. Alerjiniz varsa, testten birkaç dakika sonra kaşıntılı bir kabarcık oluşur.

Teşhisi doğrulamak için doktorunuz nadiren de olsa ‘komponent bazlı tanı’ adı verilen özel bir kan testi isteyebilir.

Polen-Besin Sendromunuz Olduğunu Düşünüyorsanız Ne Yapmalısınız?

Eğer Polen-Besin Sendromu’nu düşündüren belirtileriniz varsa, bir sağlık uzmanından tavsiye almanız önemlidir. Gerekirse sizi bir alerji uzmanına (immünolog) yönlendirecektir. Bu, doğru teşhisi almanızı ve uygun tedaviyi görmenizi sağlar. Bilimsel olmayan ve kanıtlanmamış testlerle gıda alerjisi teşhisi koyduğunu iddia eden “alternatif” yöntemlerden kaçınılmalıdır.

Çapraz Reaksiyon Tablosu

Aşağıdaki tablo, hangi polenlerin hangi gıdalarla çapraz reaksiyona girebileceğini göstermektedir.

PolenMeyveSebzelerTohumlar ve BaharatlarKuruyemiş
Ağaç poleni (genellikle huş ve kızılağaç)Elma, kayısı, kiraz, kişniş, kivi, nektarin, maydanoz, şeftali, armut, erik, çilekKereviz, fasulye filizi, havuç, sultani bezelye, yeşil biber, patates, soya, domates, yaban havucu, bezelyeFesleğen, kişniş, rezene, kekik, maydanoz, paprika, biber, kekikBadem, brezilya fıstığı, fındık, ceviz
Çimen poleniKivi, kavun, portakal, karpuz, hurmaPatates, pazı, domates, buğday, bezelyeYer fıstığı
Yabani ot poleni (genellikle pelin otu)Elma, kavun, portakal, şeftali, domates, karpuzKereviz, havuç, yeşil biber, soğanAyçiçeği tohumu, anason, kereviz tuzu, hardal, baharatlar, kişniş, rezene, maydanoz

Yasal Uyarı ve Sorumluluk Reddi: Bu blogda yer alan tüm içerikler yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve yayınlandığı tarihteki mevcut bilimsel verilere dayanarak hazırlanmıştır. Söz konusu bilgiler, profesyonel tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavi yerine geçmez. Sağlığınızla ilgili herhangi bir soru, endişe veya ihtiyaç durumunda, lütfen bir doktora ya da yetkin bir sağlık kuruluşuna başvurunuz. Bu blogda sunulan bilgilerin kullanımı tamamen okuyucunun sorumluluğundadır. Blog sahibi, yazarlar veya bağlı kuruluşlar, bu içeriklerin doğruluğu, güncelliği veya eksiksizliği konusunda herhangi bir garanti vermez ve bu bilgilerin kullanımından kaynaklanabilecek doğrudan veya dolaylı herhangi bir zarar veya kayıptan sorumlu tutulamaz. Sağlık durumunuza ilişkin kararlar almadan önce, mutlaka bir sağlık uzmanına danışmanız gerektiğini unutmayınız. Bu blog, tıbbi bir hizmet sunmamakta olup yalnızca bilgilendirme amacı taşımaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir